Bu proje, halkın can ve mal güvenliğini sağlamaya katkı amacıyla ele alınmıştır.
Son günlerde hırsızlık, dolandırıcılık, gasp, kapkaç, öldürme, yaralama, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, orman, çevre ve mali suçlarda artışlar olmaktadır.Suçu önlemek ve suçluyu cezalandırmak için çok sayıda yasa çıkarılmakta, mevcut yasalar değiştirilmekte ve cezalar artırılmaktadır.Fakat suç oranı azalacağına artmaktadır.
Bütün bu suçları birileri işlerken birileri de görmektedir. Hemen hemen hergün bu suçlar insanların gözleri önünde olurken, vatandaşlar tarafından ihbar edilmediği gibi suçluya müdahalede edilmemektedir. Acaba neden?
Bu sorunun cevabını yine vatandaşların serzenişi vermektedir : Benim can ve mal güvenliğimi kim koruyacak? Ben insanlık namına yerde yatan trafik kurbanı yaralıyı hastaneye götürdüm.24 saat hastanede, karakolda alıkoydular.Ben hırsıza, kapkaççıya müdahale ettim.Kimse bana yardım etmedi. Bu serzenişler uzayıp gitmektedir.
Bu sorunların çözümü devlette, vatandaşlarda ve sistemde aranmalıdır.Devlet vatandaşına, vatandaşta devletine güvenmemektedir. Osmanlı Devleti’nden bu güne kadar ki tarihsel süreçte kültürümüzde ve sosyal yapımızda “ihbarcılık” , suçlunun cezalandırılması eyleminden ziyade “jurnalcılık” olarak kötü ve insanlık dışı addedilmiştir.Bu anlamda, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerindeki padişahlarından Abdulhamit döneminin “ihbara dayalı istipdat” idaresi olarak kötülenmesi de etkili olmuştur.
Oysa ihbarcılık “vatan hainliği” değil, kanunlara, yönetmeliklere, yönergelere ve etik ilkelere uyulması için şart olan otokontrol sistemidir.Ne yazık ki, ülkemizde ihbarcılık vatandaşlarımızı “solcu, sağcı” diye fişlemede kullanılmıştır.
Çağdaş ülkelerde, suç işleyen kimselerin yakalanıp ceza görmesinde “ihbarcılık” çok önemli rol oynamaktadır.
İsrail Devletindeki MOSSAD İstihbarat Teşkilatı çok az sayıda personelle çalıştığı halde, İsrail vatandaşları her ülkede MOSSAD ajanı gibi görev yapmaktadır.Bu nedenle MOSSAD’ın gücü bütün dünyada kanıtlanmıştır.
Devletin ve hükümetlerin en baştaki görevi vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamaktır.Vatandaşların görevide; kanunların, yönetmeliklerin, yönergelerin ve etik ilkelerin uygulanmasında aktif olarak katkıda bulunarak otokontrol yapmaktır.Bunun için aşağıdaki önerilerimizin tartışılıp, varsa eksikliklerininde tamamlanarak uygulanmasını ümit ediyoruz:
*Öncelikle bu proje, uzun solukludur. Eğitim yönü çok önemlidir.Vatandaşlara suç nedir? Suçlu nedir? İhbar nedir? Nereye yapılır? Bunlar gazete, radyo, televizyon, internet v.b.gibi iletişim kanalları kullanılarak öğretilmelidir.
*Projeye hırsızlık, gasp, kapkaç, trafik, orman, çevre v.b.gibi suçları kapsayacak şekilde İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde pilot olarak başlanmalıdır.Daha sonra bütün Türkiyede uygulanmalıdır.
*İçişleri Bakalığı’na bağlı olarak faaliyet gösterecek “Toplumsal Duyarlılık Merkezi-TODUM” kurulmalıdır.
*İhbar edenin kimliği gizlenmeli, gerekirse isimsiz ve imzasız ihbara itibar edilmelidir.
*Ücretsiz “ihbar telefon hatları” kurulmalıdır.
*İhbarcının kimlik bilgilerini dışarıya sızdıran kamu görevlileri meslekten mene varıncaya kadar cezalandırılabilmelidir.Asılsız iki ya da üç kez ihbar yapan kimsenin ihbarına bir daha itibar edilmemelidir.
*İhbar yapan kişilere “kanunların uygulanmasına katkıda bulunma teşviki” maddi ödülü verilmelidir.Bu ödül şu anda mali konularda verilmektedir.
*Ankara, İstanbul, İzmir gibi Büyükşehirlerde semt karakollarına bağlı mahalle polisi ile birlikte mahalle muhtarlarının önderliğinde mahalle halkının maddi katkısı ile özel güvenlik birimleri kurulmalıdır.
*Cumhuriyet Savcıları, Polis ve Jandarma teşkilatlarına en hızlı şekilde erişim kolaylığı sağlanmalıdır.
*Bu konulardaki polis, jandarma gibi güvenlik görevlileri de devamlı olarak eğitilmelidir.